Ana içeriğe atla

Soğuk Havaya Karşı Bağışıklık Kalkanı

  Ayak Paça ve Kelle Paça Nedir? Kelle paça, hayvanın baş ve ayak kısmından yapılan, kolajen açısından zengin bir çorbadır. Osmanlı mutfağından günümüze taşınan bu yemek, özellikle kışın en çok tüketilen şifa kaynaklarından biridir. Ayak paça ise, sadece hayvanın ayak kısmından hazırlanır ve daha jelatinli, kıvamlı bir dokuya sahiptir. Kelle Paça Çorbasının Tarihçesi Kelle paça çorbası, Anadolu’da yüzyıllardır sabah kahvaltılarının ve kış sofralarının temelidir. Eski dönemlerde kasaplarda sabahın erken saatlerinde pişirilir, ustalar “paçacı” adıyla bilinir ve her şehirde kendine özgü bir tarif gelişmiştir. Bugün hala Türkiye’nin dört bir yanında, özellikle İzmir, Gaziantep, Erzurum ve İstanbul’da sabahları sıcak kelle paça içmek bir gelenek olarak sürüyor. Ayak Paçanın Geleneksel Yeri Ayak paça, halk arasında “kemik suyu çorbasının atası” olarak bilinir. Özellikle çocuklara, yaşlılara ve hastalara önerilen bu çorba, hem sindirimi kolaydır hem de vücudu hızla toparlar. Anadol...

Kolajen Eksikliği mi Yaş Krizi mi? Bazen İkisi Aynı Şeydir

 30 yaşına gelince bazı şeyleri daha net fark ediyorsun.

Cilt biraz soluyor...
Eklem hafif kıtırdıyor...
Bir yokuş çıkıyorsun, diz “ben bu konuda danışılmadım” diyor. 

Ama en önemlisi şu:
Sabahları kalkmak zorlaşıyor.
Ve kafanda şöyle bir cümle dolanıyor:
“Ben ne zaman bu kadar yoruldum?”




Şaka değil.
Çünkü vücut zamanla az üretmeye başlıyor.
Kolajen mesela.
20 yaşında bol bol vardı.
Ama sonra azaldı.
Cilt eskisi kadar gergin değil, saç uçları kırılıyor, tırnaklar zayıf.
İşin kötüsü ruh da yoruluyor, vücutla birlikte.

İnsan bir noktadan sonra sadece nemlendirici sürerek toparlayamıyor.
İçeriden de beslemek gerekiyor.

Ve hayır, burada "hap alın, kolajen takviyesi yapın" demeyeceğim.


Benim yöntemim daha klasik:

 Kelle paça. 


Evet, ciddi söylüyorum.

Kolajen dendiğinde akla ilk gelen şey o pahalı serumlar değil,
bir tabak kelle paça çorbası olmalıydı.

Çünkü gerçek kolajen hayvansal bağ dokusunda, kemikte, ilikte.
Bunu en doğal, en saf haliyle almak istiyorsan:
uzun uzun kaynamış bir kelle paça çorbası, ilik ilik fayda.


Sadece eklemler için değil.
Cilt yenilenmesi, bağışıklık, bağırsak duvarı…
Ve evet, ruh.

Bir tas çorba içerken o sıcaklık var ya…
İşte o da bir şeyleri iyileştiriyor.


Ben bu yazıyı yazarken saat 02:45.
Bergama’da hâlâ kaynayan kazanlar var.
Bir yerde kelle paça kaynıyor, biliyorum.

Adres sormadın ama vereyim:

Mezopia Soup & Dessert
Her gece 20:00 – 05:30 arası açık.
Sadece çorba değil, iyi gelen bir şey arayanlara.


🎯 Son Söz:

Kolajen eksikliği sadece cilde değil, hayata da işler.
Bir gün bakarsın aynada göz altların biraz çökmüş.
Ama aslında eksik olan şey…
Belki de bir tabak sıcak çorbadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Doktorlar da Tavsiye Ediyor: Alkol Sonrası Şifa Çorbası

  Alkol alındıktan sonra yaşanan mide yanması, baş ağrısı ve bitmeyen susuzluk hissi… Ertesi sabah bu sancılı tabloya uyanan herkesin ortak derdi, “Keşke dün gece o son kadehi içmeseydim” pişmanlığıdır. Ancak yüzyıllardır Anadolu sofralarında bu pişmanlığı hafifletmenin bilinen bir ilacı vardır: Sirkeli sarımsaklı çorba. Çorba, Türk kültüründe sadece bir başlangıç değil, aynı zamanda bir şifa aracıdır. Özellikle gece saatlerinde, eğlence sonrası eve dönerken ayakların seni farkında olmadan çorbacıya götürüyorsa, bilin ki içgüdülerin doğru çalışıyor. Çünkü alkolün vücutta bıraktığı toksinleri en hızlı temizleyen şeylerden biri, sirke ve sarımsakla zenginleştirilmiş bir çorbadır. Neden Gece Çorbası? Gece yarısı çorba içmek, sadece açlık krizlerini bastırmak için değil; aynı zamanda vücudu rahatlatıp ertesi güne daha sağlıklı uyanmak için yapılan bir ritüeldir. Çorbanın sıcak buharı, alkolün yarattığı dehidrasyonu yavaşlatır, sıvı kaybını azaltır ve vücuda yeniden denge kazandırı...

Bir Kazanın Başında Öğrendiklerim

Çorba yapmak, yemek yapmaktan farklıdır. Yemekte malzeme baskındır; çorbada zaman. Yemekte pişirme öne çıkar; çorbada sabır.   🔥 Köpük: Etin İlk Sözü Köpük basit bir şey değil. İlk kaynama başladığında suyla et çatışmaya başlar. O çatışmanın habercisi köpüktür. Bu aşamada usta kişi kepçesini sessizce alır, Kazanın üstünden köpüğü alır, Sonra hiç konuşmadan kenara oturur. Çünkü orada konuşması gereken sen değilsin. Etle su arasında geçen bir tanışma anıdır bu. 🍖 Kelle, Beyin ve İşkembe: Üç Sessiz Usta Kelle, kemikten konuşur. Beyin, yumuşaklıkla. İşkembe ise kokusuyla ya barışır, ya savaşır. Bu üçünü aynı kazana atmak ustalık ister. Kelle en fazla 3 saat kaynar Beyin ise 20 dakikada bitebilir İşkembe yavaş yavaş “kokmadan yumuşayan” nadir şeylerden Sen hangisini önce koyacağını, ne zaman çıkaracağını bilmezsen,  Çorba olmaz... karışık kaynar su olur. ⏳ Zamanlama: Saat Değil, His Meselesi Bazı tarifler der ki “2 saat kaynatın.” Ben o tarifleri ...

Gece İşletmeciliğinin Avantajları ve Dezavantajları

 Gecenin sessizliğinde çalışan işletmelerin gözünden... Gün doğarken kepenk kapatan, güneş batarken ocağını yakan bir işletme modeli düşünün: Gece işletmeciliği. Özellikle yeme-içme sektöründe, çorbacılar, 24 saat açık büfeler ve gece kuryeleri için artık bu saatler, altın saatler. Peki bu sistemin gerçekten getirisi büyük mü, yoksa görünmeyen dertleri mi çok? İşte avantajlar ve dezavantajlar... ✅ Avantajlar 1. Rekabet Az, Talep Net Gündüz saatlerinde rakip çok ama gece herkes uykuda. Açık olan az sayıdaki mekan arasından kolayca fark edilirsiniz. Hele ki iyi çorba, hızlı servis ve temiz mekân varsa, gece halkı sizi bırakmaz. 2. Sadık ve Özgün Bir Müşteri Kitlesi Gece gelen müşteri ya açtır, ya dertlidir, ya da alışkındır. Bir geldiyse, tekrar gelir. Gündüz vakti "bakayım"cılar gezerken, gece gelen müşteri “yer”! 3. Daha Az Personel Masrafı İşletme küçüldükçe ekip de küçülür. Gece 2 kişiyle döner sistemler kurmak daha kolay olur. Bu da sabit giderleri ciddi azaltır. 4. Sessiz...